19 Ocak 2013 Cumartesi

30 Dakika

Merhaba;

Uzun zaman oldu konuşmayalı, görüşmeyeli...
Hadi git kendine bir kahve yap gel , ben anlatayım sen oku....
Önemli birşey yok öyle böyle işte...

Kahveler hazırsa aç Kuzey Tan ın annesi gibi çok sevdiği grup çalsın ....GRİPİN

Bugun Kreşten almaya gittiğimde yine her zamanki gibi hemen kapıdan almaya gelenin ben olup olmadğına baktı. O büyük beyaz kapının aralıktan kafasını uzatıp koridorda bekleyen tüm velileri gözleriyle süzüp beni aradı. Beni görmesi için ben zaten kapıya biraz daha yaklaşmıştım. Beni görünce annem diye uzandı. Montunu giymesi için ben içeri gir demeden öğretmenleride içeri aldı. Öğretmeni terliyken dışarı montunu giymeden cıkma açıklamısını yaparken ben kapıyı kapadım. kuzey tan nın bıcır bıcır sesini tüm veliler dinliyorduk "ben annemi çok çok çok sevyorum. Annemin kolunu seviyorum en cok." dedi. Veliler bir açıklama ister gibi yüzüme baktılar. Ben savunma makamı önünde gibi "kolumu şöyle şöyle yaparak severde" diye göstererek açıklama yaptım.  Kuzey Tan açıklamsına devam etti. "Babamın kolunu sevmiyorum ama,..." of bu çocuk açıklayamayacağım neler anlatıyor ki kreşte. Kuzey Tan emzirmeye bıraktığımdan beri cıplak koluma olan sevgisi değişmedi aynı.Bilirsin:))  Başka alternatif kabul etmiyor.

Bugun cuma, bizim güzel pazar kurulu. Bunun anlamı 5 dk yol 30 dakika."Oğlum pazar yapalım beraber" dedim. "evet evet oyuncak alalım" dedi. "Oğlum oyuncak alırsak mandalna alamayız ama öncelik mandalina gibi yiyecekleri almak" diye açıklamam bitmeden "tamam tamam 1 liralık oyuncak alırım" diyerek hemen ilk oyuncak tezgahına koştu.

"Abi abi 1 liraya oyuncak var mı? sticer da olur abi" bir an üzüldüm ama olsun her zaman oyuncak alınmaz ki...10 dk boyunca baktı cevirdi parasına uygun bulamadı. Bir oyuncağı seçti Pazarcı amca "onda barium var olmaz. oynar elini ağzına götürürsün, zarar verir" dedi. Kuzey Tan"götürmem götürmem, barium ne?" diye sordu. Oğlum ilk kimya bilgisini pazarcı amcadan almasın diye  " ben sana evde anlatırım " dedim. Sonunda  1,5 tl ye daha önce uzaklarda bir köy pazarında görüp alıp almamaya tereddüt ettiğimiz sanal oynattığımız TANgram için anlaştık:)) Parası mandalinaya da kaldı diye koşarak daldı pazarın içine.


Kuzey Tan önde ben arkasında pazarın için koşarak mandalinacı önüne kadar yarıştık. Diğer oyuncakcılar önünde yavaşlayınca da ben onu geçtim. "Almayacağım anne sadece bakacağım" diyordu.

Saat tezgahı görünce dondu kaldı. Yapıştı tezgaha . Ben10 li bir saate yapıştı. "Mandalina almayalım bunu alalım anne "diye hem yalvarıyor hem gözümün en içlerine bakıyordu.Alamayız açıklamalırım fayda etmedi ve ben elime aldığımda her yerinden kimyasal risk fışkırdığı farkedilen saati  para biriktirip haftaya alabileceğini söyledim. Kuzey Tan "abi abi " (pazarcılara abi diye bir seslenişi var gören her hafta pazarı ona yaptırıyoruz zanneder) "abi bu saati ben eve götüreceğim, haftaya biriktirip parasını getireceğim,.." dedi ve benim tüm kalbim bedenim ruhum içim eridi bitti. :(( O saati çok istiyordu...

Bunun doğru olmadığını anlattım, abinin bu saati bizim için saklayabileceğini, haftaya paramız ile gelip alacağımızı anlattım. Korkusu saat ya satılırsaydı.:(( Saati abinin bizim için saklayacağını hatta bir büyük saatin arkasına koydu ( bu arada kalas saatçi bize hödükçe bakıyordu. Kuzey Tan "abi bu büyük saati de satma sakın, o benim saatimi koruyor çünkü . Bu saat çok güzel başka çocuklar görüp almasın "dedi ve ben 2. kez eridim bittim.

Bilmiyorum gerçekten, almadımo saati ama almalımıydım? Belki haftaya o saat kalmaz ve Kuzey Tan çok üzülür:(( ama haftaya cuma ne olursa olsun Bir Ben10 li  saati olacak. Bilirsin hiç sevmem öyle saçma sapan kahramanlı aksesuarlar oyuncak ve kıyafetleri ama işte karşı koyamıyor insan yavrusuna. :((

Koşumuzun son kısmı mandalina portakal tezgahı önünde benim 1. ile bitti:))

EVET O PAZARDA KOŞAN DELİLER BİZDİK.

Aldıklarım mandalina portakal havucu geçmişti. Ceviz almak isteyince Kuzey Tan ın sabrı taştı. "Anne! anne! paramız bitiyor. Saat alacağız o parayla, çabuk eve gidelim" diye beni kalaylayınca tezgahdarın ne düşündüğünü merak ediyorum. Bu arada Kuzey paraları çekiştiriyordu.  Yan taraftaki kadın uzun tartışmalara gireceğim salak cümlesi ile beni kızdıramadı bile "babasının paralarını koruyor yavrucak" dedi."çocuğunuz ile birlikte büyümek" kitabı ile Kuzey Tan a sabırlı anlayışlı yaklaşıyordumda, aslında "en güzel!" lafları hak eden bu teyzeye neden sabır gösterdim bilmiyorum.

Kuzey Tan bu arada pazar ortasındaki camekanlı seyyar el arabasına ve içindeki yiyeceklere hayretle bakıyordu. Şok geçirdi yavrucak yürüyen bakkala:))  Beni ikna etmek için arkasını döndüğünde ortadan yok olmasından dolayı biraz şaşkın biraz kızgın eve geldik.



Bugun tam 30 dakika da oldu bunlar. Belki bilmek istersin diye anlattım ey blogcuğum.

İyi geceler

4 yorum:

  1. :) benimki koca kazık oldu hala benimle kavga ediyor markette oyuncak paramı bitirme diye :))
    saat konusunda bende burda eridim senin gibi :) Kıyamam ben kuzuya :) Ama sen en iyisini bilirsin annesi ;)

    İyi tatiller

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oyuncağa doyum olmaz @oytunla hayat. Ben üzüldüm ama o pazar kurulsun hayali ile camda ve tüm bozuk paraları kumbaraya atma heyacanında :)))

      Sil
  2. O heyecani yasamalari benim hosuma gidiyor...hemen alsaydin emin ol okadar heyecan yasamazdi..

    YanıtlaSil
  3. Elif, suan her yerdeki bozuk paraları topluyor, cok komik:)) herkese diyor . "Saat almak için paraya ihtiyacım var " diye :)) dilenci yetiştirmeyeyim de .

    YanıtlaSil