14 Ocak 2021 Perşembe

Sobada Kül Bırakma




Sabah tangur tungur sesler uykumu bölüyor , uyku mahmurluğu ile gerinirken, sıcacık yataktan asla çıkmayı düşünmüyordum. Gelen  çayın kokusu , kızarmış ekmek kokusu bile bu sıcak yatağı ve ağır yorganı bana terk ettiremez derken bir ses....

“Camdan dışarı bakın” 


Sıcak yataktan çıkmamız için yapılmış bir anne oyunudur. Kesinlikle inanmayız. 


“Camdan dışarı bakın, kar yağmış “ 


Neee? Işık hızında çıkılır yataktan ve camdan dışarı bakılır. 


Biz , günümüzün çocukları gibi “kar” denilince havaya değil, yerde ararız karı. Kar dediğin  bilek boyunu geçmeli, okul günü ise diz boyunu geçmeli. Camdan tarama yapılıp kar yüksekliğine göre plan yapılır. Yağan kar ile yapılacaklar düşünülür.


Bugün kar boyu kızak zamanı. Birdenbire aklıma bir senaryo gelir. az önce duyduğum tangır tungurların soba kova değiştirme sesi olduğunu anlama eşliğinde gözümde canlanır. O kovanın kapının önüne çıkarıldığı, biraz soğuma sonrası evin önünde ki yokuş buzlanmasın, insanlar arabalar kaymasın diye çıkarılıp döküleceği. HAYIR OLAMAZ! 


Işık hızı ile giyinme merasimi ve anneye yalvarma ritüeli ...


“ Lütfen anne dökme külü sokağa” 

“ Lütfen anne biz önce kayalım sonra dökün” 

“Lütfen anne....”


Hayır mahalle anneleri bildiğin örgüt. Biri döktüğü an, hep beraber ellerinde kovalarla buz üstünde  gosteriye çıkıp , hepsi yokuşu griye, siyaha boyuyor. Korkuyorlar belki Ocaklardan  gelen kamyonlar kayıp eve çarparsa, korkuyorlar camiden çıkan amcalar düşüp bir yerlerini kırar diye, korkuyorlar biz yaramazlar o yolu “kara buz” yapana kadar ne kavgalar ne yaralanmalar yaşarız diye. 


Onlarda çocuk oldu , onlarında içi gidiyordur eminim. Koca koca  kadınlar kızak kayarsa ayıp olur diye kovayı götürürken belki biraz kayarak yolun ortasına geleceklerdi.


Kahvaltıdan sonra kızak kayma izni ile de, ışık hızıyla kahvaltı yapılır ama gözler yokuşu takipte  “ya başka bir anne ikna edilememiş ve kovayla çıkarsa “ endişesindeyizdir. Sobada , kovalarda küller dururken çılgınca eğlenmeye , ellerimizde kayma  metalleri haftalardır parlatılarak karı bekleyen kızaklar kapılıp koşulurdu. Pardon pardon koşmazdık , kayardık veya düşerdik ve asla geri eve dönmezdik. 


O kül sobadan çıktıysa muhakkak dökülecek bilirdik ama ne zaman? Biz kavga edersek , gürültü yapıp bir teyzenin kafası sişerse, bir anne çocuğu eve çağırır ve çocuk gelmezse veya akşam eve girme vaktinde veya kara buz olunca . Kurallar netti. 


Sobanın külleri , hikayenin sonunda Pazaryeri’ nin o yokuşunda mutluluk seslerimizin beyazını griye boyardı. Anneler sobada kül bırakmadı.


Not:Yarın yağması  için beklenen kar için hiç bir zaman hissedilemiyecek hislerin Istanbul trafiğinde yoğunlaşması

Not :Foto 2017 kışı, yokuş olmayan ve hiç sobanın külünü görmemiş sokağımız. 


8 yorum:

  1. Sobanın kokusunu bile duydum okurken. Çok güzeldi...💐☃️🌨🛷

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin şöminenin seside o mutluğu veriyor bana

      Sil
  2. Ben de kaydim oynadım seninle, odanın içinde yanan odunun kokusu ile...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selda bayrakdar ben, adimi yazmamış ...
      Kalemine sağlık

      Sil
    2. Gercekte gidip eğlenelim...

      Sil
  3. Soba sıcaklığı ve dışarıda yağan beyazligin sarhoşluğu burnumun direğini sızlattı, teşekkürler kuzeytan.

    YanıtlaSil
  4. Sobanın sıcaklığı ve dışarıda yağan beyazın sarhoşluğu, burun dirseğimi sızlattı. Teşekkürler kuzeytan.

    YanıtlaSil
  5. Bizim jenarasyonun çocukluğu.Ne güzel yaşamışız çocukluğumuzu,doya doya. Yazınızı okurken, çocukluğum geçti gözümün önünden... Bayır aşağı kızak kayıp, dereye düşüşlerimiz, ellerimizi hissetmez oluncaya kadar kar topu oynayışlarımız... Ne güzel yaşamışız bşz,iyi ki de yaşamışız... Kaleminize, yüreğinize sağlık...

    YanıtlaSil