Daha yolculuğa gelmeden kollarımda uyuyordun. Güzel rüyalar oğlum.
Ne zaman başlamıştım ben kitap okumaya , ne zaman sevmiştim? Dün konuşurken "benim meditasyonum" demiştim. Kitapların bana "zamanda yolculuk" yaptırdığından bahsetmiştim İzmir Güzeline. Kitap okurken bu zamandan sıyrılıp geçmişe kitapları okuduğum başka zamanlara yolculuk yapıyordum.
Aslında kitapları ilk, yazmayı deneyerek sevmiştim. Yazmayı öğrenince denediğim iki hikaye ile hatırlıyorum bu sevgiyi. Sonra hatırladığım, gazetelerin boş reklam sayfalarına resimler çizerken, yaralanma ölüm haberlerini annemlere çaktırmadan okumalarım .80lerde büyümek bu olsa gerek.
Sonra öğretmenimin bana hediye ettiği bir sürü kitaplar ile başlamıştı gerçek kitap sevgim ve kütüphane isteğim. İstanbul'dan memlekete geri dönerken babasız kalmış bir çocuğa öğretmeninden ayrılık hediyesiydi . Valize koyduğum kitapların yalnızlığıma ilaç olacağını düşünmüştü ve bana en iyi hediyeyi vermişti.
Eskişehir'de okulda "kütüphane kolu" yoktu sadece sınıfta "kitaplık görevlisi" vardı ve ben bu görevi severek alıp her gün o kitapları düzenleyip , arkadaşlara verip geri alıp , sayıp, sırayla kontrol ederdim. Tabi ki okurdum hepsini bazen iki kez. Nazire öğretmenimin verdiği kitaplar çoktan "Son Mohikan" ile bitmişti.
Eskişehir'den Bilecik Pazaryeri'ne gidince dünyam daha da küçüldüğünü düşünürken kitaplar ile arkadaşlığım artıyordu ve dünyam büyümüştü. Elimde bir halk eğitim merkezi, okulda büyük bir kütüphane ve en sevdiğim "gezici kütüphane". Bir zaman kütüphanenin anahtarlarını bile vermişlerdi.
İlçe merkezine gelen gezici kütüphaneye 3-5 kitap alma hakkı ile girip 10 kitap ile çıkardım. Kitap okumayacaklarını bildiğim kuzenleri de götürüp kitap aldırırdım. Bir daha ki ziyarete kadar hepsini okuyup teslim etmeliydim. o kütüphanenin içi dar ama gördüğüm en güzel yolculuk makinasıydı.
Şuan kitap okurken bazen,
misafirlikte bir masanın kenarında okuduğum zamana giderim;
bir yaz günü salonda krem rengi teypte müzik dinlerken bordo kadife koltuklarda bir sağa bir sola hoplayarak okuduğum ana giderim;
soğuk bir kış günü sobanım yanına koyduğum minderde ayaklarımı sobaya dayalı okuduğum geceye;
merdivende oturarak okuduğum hafta sonuna;
kuzenimin sünnetinde köyde kalabalıkta okuduğum Simyacı 'yı bitirince huzur bulduğum anları yaşarım.
Bu yolculuklar hiç bitmez giderek çoğalır; uçakta kitap okurken ağlarken elimi tutan yaşlı teyzeyle olan yolculukla; Boğaziçi Üniversitesi kütüphanede 2. katta loş ışıkta arkada cam kenarına gizlenip okurken yanıma gelip gülümseyen sevgili ile , parklarda çocuklara okuduğum; oğluma uyumadan önce okuduğum yolculuklarla çoğalır.
Ben zaman yolculuğumu kitaplar ile yaparım ve sadece kitap okuduğum anlara açılır o kapı.
Ne güzel ifade etmişsiniz kitap sevginizi :) Kuze Tan da sizin gibi sevecek kitaları eminim :)
YanıtlaSil