6 Mayıs 2011 Cuma

Bir Anne Oğul ve Güneş Doğuyor.

Sabah ve çalan alarm, işe gitme vaktinin geldiğinin habercisi. Biraz daha dursa zamanda şu sıcacık oğlunun kokusu dolu olan yataktan çıkmasam diyen bir anne. Bahar son ayına gelmiş ama halen karanlık puslu bir hava. Uykunun en tatlı yerinde olduğu belli bir oğul.

Anne usulca çıktı yataktan. Sabaha doğru "süüt" diye ağlayan oğlunu almıştı yanına. eşi işe gideli yarım saat olmuştu ama o kadar derin uyuyordu ki hiç hatırlamıyordu gidişini.Oğluna baktı, klasik anneler gibi üstünü örtme çabasına hiç girmedi. Biliyordu oğlunu , o da annesi gibi yorganı tutmaz dı üstünde. Hatta aynı annesi gibi yatağa enine yatmayı seviyordu.Şu anda enine yatmış tatlı uykusundaydı.

İşe gitmek için hazırlanmaya başladı anne. Otomatik olarak yapıyordu herşeyi ama aklında "uyandı mı? uyanırsa ne olur? ağlarsa nasıl giderim?" düşünceleriyle hazırlanıyordu. Kulağı "anneliğe" devam ederken, yüzüne çalışan annelik sürerken, aklı günün planına kayıyordu. Toplantısını, günlük iş planını, hazırlayacağı raporu düşünüyordu ama kulağı "annelik" te. "uyandı mı?, uyanır mı?" düşünceleri hızla düşüyordu.

Odaya döndüğünde hiç kıpırdamadığı belli olan oğluna baktı. " keşke uyansa ". "Uyansa da konuşsa". Bu düşüncenin verdiği cesaret ile  hiç gürültüden sakınmadan hazırlanmaya devam etti.
...
...
aynada kolyesini düzeltiğinde arkadan sabahın izlerini taşıyan bir ses

"ise mi gidiyon anneee"

Annenin yüzüne sürdüğü çalışan annelikten daha güzel olan bir gülümseme takıldı. Oğluna gülümseyen anne.....

"Evet oğlum.İşe gidiyorum."

"dit me anne. uyu"

Uyku ile anne arasında kalmış bir oğul. Annesi hemen yanına atlayıp ona sarılıp uyumayı düşündü ama kıyafetlerinin kırışıcağını düşünerek yatağın kenarına oturup elini tuttu oğlunun.

"İşe gitmem gerekiyor oğlum ama yarın beraber uyuruz" dedi. Arasıra dışarı giderken uyguladığı "oğula emanet" olayını yapmak için gözleri bir şeyler aradı. Bir eşyasına oğluna emanet bıarakacak , gelince alacağını söyleyecekti. Dün yaptığı hatayı yapmamalıydı. Kırılacak bir eşya verince çok üzülüyordu oğlu. Kırık bileziği gösterip gösterip  "kıydım anne kıydım" diye annesine sarılınca annesi de çok üzülmüştü. Aynı hatayı yapmamalıydı.

Yerinden kalkıp yatağın diğer tarafına yattı oğul. Yatağın başındaki Annesine "yütfen anne yütfen" dedi. annesi "neden?" diye sormadan açıkladı oğlu "yütfen bende geleyim işe"

NASIL? İşe gitmek isteyen annesini durduramıyacağını anlayınca o da gelmek için bildiği sihirli kelimeyi ısrarla söylüyordu. "LÜTFEN ANNE"

Hiç bir obje bulamadı anne. Kalbini bıraktı oraya. Kırışacak gömlek, pantolon umrunda olmadan atladı yatağa sarıldı öptü oğlunu. Kolyesinin üstüne taktı oğlunun kollarını. Oğul mutlu anne mutlu.
.....
.....
.....
.....

Kapıyı kapatırken arkasından bağırıyordu "hedye al anne. titap al bana"

Anne işe gitti.



2 yorum:

  1. NE GÜZEL ANLATMIŞSIN HER GÜN TEKRARLANARAK ZİHNİMİZE KAZINAN KARELERİ ..gerçi bizimki az daha değişik öğlen vakti cici anne(bakıcı)gelir.içeri almamak için kapı suratına kapatılır ağlanıp mızmızlanılır.. akşam cici anne gidecek olunca da arkasından gitmesin diye ağlanır..
    çalışan anne olmak çok zor da çalışan annenin oğlu olmak nasıl bişey ??..onu oğullarımıza sormalı???

    YanıtlaSil
  2. hepimiz de tema aynı hikayeler farklı

    YanıtlaSil