10 Şubat 2009 Salı

İş Başı


Geçen hafta işte ilk haftamdı. Oğlumu bırakıp işe gitmiştim. Öncesinde yazdığım yazıdan da anlayacağınız gibi duygularım dorukta, endişem sonsuz, huzursuluğum duraksızdı.
Aklımdan o haftanın planını yapmıştım. deneme fırsatım fazla olmamıştı. 2-3 kez deneyebilmiştim ve babaanne ile başbaşa çok zaman geçirmemişti.
Sabah 7:15 uyandık. Güzelce emzirdim ve öğle tatilde ben gelene kadar içmesi için süt sağıp bıraktıp. Gözüm hep saatteydi. İşe geç kalmamalıyım. Ardından güzelce kahvaltımı yaptım, hazırlandım ve işteydim.
Öğlene kadar çok sık aramamak için kendimi zorladım diyebilirim. Saat 10:30 gibi arayıp biberonda sorun yaşayıp yaşamadıklarını sordum. Bir sorun yoktu. Öğlen koşarak eve geldim. Böyle olması için Avrupa Yakasın'dan Anadolu Yakasına evimi taşımıştım. 500 adım işim ve bebeğimin arası.
Öğle saatim okadar koşturmaca ki işe dönünce başım dönüyordu. Emzir, aynı anda süt sağ hemen yemek ye ve koşarak işe yetiş. Emzirirken lekelenmiş kıyafetler olmasın ve bebeğime iş kıyafetlerimle sarılmamak için birde kıyafet değiştiriyorumda birde.
Süt iznimden dolayı bebeğime 1.5 saat erken kavuşacağımın mutluluğu ile beni 4 aydır bekleyen, artık patlama durumuna gelmiş işlere sarıldım. Arkadaşlarımla hasret bile giderememiştim.
Sonraki günlerde ise işe dalıp akşam çıkışımı geçiktirdiğim oldu ve halen vicdan azabı çekiyorum.
Herkesin sorusu "Ağladın mı?"
Hayır, çünkü ayrılığımızı değil birleşeceğimiz anı düşündüm.
En zoru ne biliyormusunuz? Sabahları gülüşünü bırakıp gitmek.

2 yorum:

  1. blogunuz hayırlı olsun
    çok memnun oldum
    kuzey tana sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkürler. Tuna ya sevgilerimizle. daha acemiyim ama Kuzey Tan la büyüyecek blog umuz da

    YanıtlaSil